Hayat Penceresi / Hüseyin Ertan

    


    Eğitim bize bakış açısı kazandırır. Sahip olduğumuz bakış açılarının genişliği ve çeşitliliği oranında dünyayı ve insanları anlarız. Geniş bakış açısına sahip insanlar daha anlayışlı, daha hoşgörülüdürler. Sadece bir perspektiften bakanlar hayatın çeşitliliğinden yani hayatın kendisinden yoksun kalırlar. Bir otobüste olduğumuzu düşünelim. Hangi taraftaysak o tarafın penceresinden bakarız. Aynı anda iki pencereden bakamayız. Peki eldekiyle mi yetinmeli? Otobüsü mü bükmeli? Belki de gözler birbirinden uzaklaştırmalı, birden çok alana yönelmeli. İyi hoş ama bunları nasıl yapacağız?  Bulunduğumuz muhitten çıkmalı bu kez başka bir muhitin parkına oturmalı etrafı gözlemlemli, o bölgede yaşayanlar yerine koymalı kendini. 

     Otobüsle sağ yanından bakarken sol camından kaçırdıklarımız, hayatın bize sunduğu farklı perspektifleri gözden kaçırmamızdır aslında. Sadece tek bir pencereden bakmak tüm renkleri ve ayrıntıları kaçırmamıza neden olabilir. Sağ camdan bakmak bize müthiş estetik binalar gösterebilir. Fakat daimi olarak bina izlemek çocuk parkını kaçırmamıza sebep olabilir. Hayat ne kadar geniş açıdan izlenirse o kadar hayattır. Hayat geniş bir manzara gibi  ele alınmalıdır bu şekilde daha anlamlı olur insan rutine sıkışırsa hayattan zevk almaz.

    Bir insanın hayatı sadece akademik kariyerlerle sınırlı değildir mesela. Belki de %90'ı onun hayat deneyimine bağlıdır, hayat deneyiminden yoksun kalarak alınan basit bir diploma bir şey ifade etmez.

    Şu da var ki hayatta her şeyi görmek mümkün değildir. Bazı şeyleri kaçırmak da hayatın gerçeği. Kaçırdıklarımıza değil elimizdekilere odaklanmalıyız. Diken kanatmaktan başka bir işe yaramaz. Güller için gözleri dört açmalı, dikenleri de kabul etmeliyiz. 

    Hepsinden önemlisi, hayatın güzelliklerini yakalamak için kendi hayatımıza odaklanmalıyız önce. Kendini tanımayan dünyayı nasıl anlasın?  

Yorumlar