Sevgili Raskolnikov,
Suç ve Ceza’yı beşinci kez
bitirdim. Ruhunun derinliklerinde yaptığın yolculuğu, iç dünyandaki çelişkileri
ve sancıları bir kez daha hissettim. Bu mektubu sana seni anladığımı bildirmek
için yazıyorum.
Suçun işlendiği o anı hatırlıyorum.
O karanlık gece, senin içinde uyanan düşüncelerin ve planların sinsi bir
şekilde geliştiği an... Kararını verdiğin nokta, tüm hayatını etkileyen bir
dönüm noktası oldu. Kendi kurallarını yarattın, kendine bir hâkimiyet alanı
inşa ettin. Ancak bu seçim, iç dünyandaki fırtınaları tetikledi.
Suçun ardından yaşadığın iç
savaşı, vicdanının çığlıklarını anlıyorum. İşlediğin cinayetlerin ağırlığı
omuzlarında bir kambur gibi duruyordu. Her adımda, her nefeste, geçmişin
hayaletleri seni takip ediyordu. İçindeki karanlık düşünceler ve toplumun
beklentileri arasında sıkışmış gibiydin. Kendi aklının içinde dönen
sorgulamalar, uyku kaçıran düşünceler ve pişmanlık dalgaları... Hepsini
anlamaya çalışıyorum.
Polislerin seni yakalamak için
adımlarını izlerken, senin iç dünyandaki karmaşayı görmek, hissetmek istedim.
Tutkulu bir dedektif gibi seninle birlikte suçun izini sürdüm. Suçluluk
hissinin seni nasıl tüketmeye başladığını, kaçamayacağın gerçeğiyle yüzleşmeyi
anladım. Adaletin terazisi altında, ruhunun tartıldığı o anları gözlerimde
canlandırdım.
Sevgili Raskolnikov,
İç dünyandaki karmaşayı,
düşüncelerinin karanlık labirentlerini anlamak için buradayım. Romanın
sayfalarında seninle birlikte yürüdüm, ruhunun koridorlarında kayboldum. İnsan
doğasının karanlık köşelerinde gezindik. İçindeki çelişkileri, umutsuzlukları
ve sorgulamaları hayretle ve ibretle izledim.
Seni
yargılamadan, anlamaya çalışmak istiyorum. Belki de birlikte içsel yolculuğunda
yeni bir ışık, yeni bir anlam bulabiliriz. İç dünyandaki karmaşıklıkları açığa
çıkarmak sana da bana da iyi gelecek.
Raskolnikov, Dostum,
Seni anlamaya çalışmak, iç dünyandaki
sancıları hissetmek beni değiştirdi. Bütün bunlar için Dosto’ya ve sana
teşekkür ederim.
Seni seven dostun.
Galip
Yorumlar
Yorum Gönder