Soru Sor Bana / Esmahan Yaren


Soru sormak insanın doğasında var. Bilim, din, sanat, edebiyat sorular taşır içlerinde. Ben kimim, sorusuyla insan oluruz ve hayatımızın neredeyse tamamı soru sormakla geçer. Ama “Neden soru sorarız?” sorusu ile karşılaştığımızda sessiz kalırız. Ya da “Bir şeyler öğrenmek için,” gibi bir cevap verebiliriz. Bunu yazarken de aklıma ilk gelen cevap buydu “ama daha da kurcalarsak acaba farklı bir cevap bulur muyuz?” gibi bir soru geldi aklıma.

Sorgularken genelde soru sorarız. İnsanlardan önemli bir şey ya da bir şeyler öğrenmek istediğimizde birkaç çeşit spesifik soru sorarız. Buna sorgulamak denir. Soru sormak deyince aklımıza genelde bir ya da iki tane soru sormak gelir ama sorgulamak bundan daha fazlasıdır. Sorgularken birden fazla soru sorarız ve bu sorular herkesin cevap verebileceği sorular değildir. Ayrıca insanlar sorgulama yaparken genelde bir amaç güder. 

Biz gençler yaşlanmanın, daha doğrusu yetişkin olmanın güzel bir şey olduğunu sanıyoruz. Hayata dair sorular var kafamızda. Sormak isteyip soramadığımız, sorduğumuzda cevap alamadığımız sorular… Büyüklerimiz sorma isteklerimizin kaybolmasına neden oluyor. Bunun yüzünden soru sorulmayan veya sordurtulmayan toplumlarda yetişiyoruz. İnsanlar sorma isteklerini genel olarak bu yüzden kaybediyorlar.

Kimse kendi soruları ya da yapması gerekenler hakkında konuşmuyor. Toplumumuz ise bu durumdan olumsuz etkileniyor. Soruları olmayan ama cevapları olan bir toplum… Eksik, yanlış, taraflı cevaplar yetiyor onlara. Televizyon var, internet var. Kitaplara bakmak zor geliyor olmalı.

Herkesin kendi çözümleri oluyor zamanla. Bunlar yanlış da olabilir, doğru da. Birine soru sormak onu var saymak; değerli bulmak, onunla iletişim halinde olmaktır. İletişim sorunu yaşıyoruz. Peki neden?

*Genç Yazar


Yorumlar