Zamanı Koklamak / Güleser Şeyda Kunduz

 


Sevgileri yarınlara bıraktınız 
Çekingen, tutuk, saygılı. 
Bütün yakınlarınız 
Sizi yanlış tanıdı. 

Bitmeyen işler yüzünden 
(Siz böyle olsun istemezdiniz) 

Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi 
Kalbinizi dolduran duygular 
Kalbinizde kaldı. 

Siz geniş zamanlar umuyordunuz 
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. 
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk 
Geçeceği aklınıza gelmezdi. 

Gizli bahçenizde 
Açan çiçekler vardı, 
Gecelerde ve yalnız. 
Vermeye az buldunuz 
Yahut vakit olmadı 
(Sevgilerde, Behçet Necatigil) 

 Ağlayarak geldik bu dünyaya Yürümeye başladık, düştük, ağladık. Okula başladık, sınavımız kötü geçti, ağladık. Âşık olduk, ayrıldık, ağladık. Üniversite sınavında istediğimiz başarıyı elde edemedik. Yine ağladık en büyük sınavın zaman olduğunu bilmeden. Oysaki ağlayacak vaktimiz yoktu bizim. Zaman, bunca kargaşaya, hüzne ve heyecana rağmen hızla akıp gidiyordu. Bunu fark edemedik. Kısıtlı bir zamanımız vardı ve bunu en iyi şekilde değerlendirmek zorundaydık. Bir sürü kitap okumak, bütün şarkıları dinlemek, bolca yürümek, bisiklete binmek, kahkaha atmak, hayallerimize hiç durmadan koşmak varken biz, kalkacak gücü bulamadık kendimizde. Kaybettiğimiz zamanı, geçip giden hayatı fark edemedik. Yaşlı bir insanın içinde kalan en acı ukde, dolu dolu yaşayamadığı, geçip giden hayatıdır. Dolu dolu yaşamak... Sahi, dolu dolu yaşayamayacaksak neden varız ki? 

 Korkmadan yaşamayı öğrenelim. Yeni adımlar atmaktan, değişiklik yapmaktan, yağmurda ıslanmaktan, bir hayvanın başını okşamaktan... korkmayalım. Çünkü atamadığımız her adım için pişman olabiliriz sonrasında. Kaybettiğimizde yerine koyamadığımız tek şey, zaman. Zamanın kıymetini bilerek yaşayalım, sevdiklerimize güzel zamanlar armağan edelim. 
Zaman, bir çiçektir; mevsimi geçmeden koklayalım.

Yorumlar

Yorum Gönder