“Şifasız bir hastalıktır yazmak.”Behçet Necatigil
Döktüm içimi sayfalara yanında gözyaşlarıyla.
Gözlerim yetmedi beni anlatmaya satırlar yeter mi? Her yeni sayfada defter
tükenmiş her geçen gün ömrün tükendiği gibi. Kalemimle anlatmaya çalıştım
kendimi, kalemim yetmedi. Ben anlattıkça o unuttu tabi yazdıklarımı. Her
sayfada baştan anlattım. Bıkmadan, usanmadan. Kanıksadığım bir duygu oldu benim
için. Yalnız başıma satırlar doldurdum. Kimseyi dinlemeden, duymadan. Beni
dinledi satırları yettiğince. Her sayfa bir milat oldu çevirdikçe. Sürekli
olarak unutuyor yazdıklarımı. Sanki farklı kişiye anlatır gibi her sayfaya aynı
şeyi yazıyorum. Seviyorum bu durumu. Hiç ama hiç üşenmiyorum.
Yazdıkça içimde kalanlar düşüyor tane
tane. Sararan sonbahar yapraklı gibi usul usul. Yavaş yavaş işliyorum
aklımdakileri kusurlara yer vermeden. Yazarsam düşüncelerimin anlamlı hâle
geleceğine inanıyorum. Çünkü sadece yazıya geçmiş düşüncelerin değeri vardır.
Geriye kalanlar fırtınayla uçan yapraklar misali savrulur giderler. İşte bu
yüzden gözlerimden geçenler cümlelerimde can buluyor. Bu yüzden her kelimem
sessiz bir çığlık her noktam bir biten umudumu taşıyor. Ne zaman yazmayı
bırakırsam -imkânsız- o zaman düşünmeyi unutmuşumdur. Akıl etmeye ve
irdelemeye ara vermişimdir. Yazarken kontrolün bende olduğunu bilmek
inanılmaz güç veriyor bana. Çünkü bazen yazarken anlaşılmamak istiyorum.
Kimse anlamasın ve bilmesin. İnsanın bazen buna da ihtiyacı oluyor.
Müphem bir durum ve biraz garip. Duygular sürekli olarak değişiklik gösteriyor.
Ama aslında hiç değişmiyor.
Duygular hep kalıcıdır. Değişen ve bu
yüzden duyguların değiştiğini sandığımız şey ifade biçimidir. Cümleleri
değiştirerek farklı yazılar ortaya çıkarılır. Ama farklı kelimeler duyguları
değiştirmez. Farklı kelimeler sadece okuyucuda duygu uyandırır. Oysaki yazar
tüm kelamları aynı duyguyla eder. Kimsenin anlamadıklarını raflar
saklıyor farkında mısınız? Belki umutları belki çok güzel romanları...
Kim bilir belki her rafta sessiz çığlıklar,
unutulmuş yazarlar vardır. Belki dünyaca ünlü yazar ama senin varlığından
bihaber olduğun nice yazarlar. Raflar gizli hazinedir. Fark edenin mücevher
misali sarılması bu sebeptendir. Fark etmeyenler zaten çok şey kaybetmişlerdir.
Yorumlar
Yorum Gönder