Kimin Hayatını Yaşıyorsun?/Ayşe Esentaş

    "Oscar Wilde 'İnsanların çoğu aslında başka insanlardır,' demiş ve haklıymış. Kimi hayatını arzu bile etmediği bir şeylerin peşinde harcar; kimi ömür boyu istediği, ama hiçbir işine yaramayacak bir şeyleri arar durur; kimileri de kendini kaybeder." (Huzursuzluğun Kitabı, Fernando Pessoa)

İlk olarak hayatını arzu bile etmediği şeylerin peşinde harcayanlardan başlamak istiyorum. Kararlarımızı neye göre alıyoruz? Zevklerimize, hayallerimize, umutlarımıza göre mi? Yoksa fikirlerini bizimle paylaşmaktan bıkmayan çevreye göre mi? Toplum olarak pek çok kararımıza baktığımızda karar alma düzeneğimiz genelde çevre, hayallerimize bile taş koyan çevre. Çevremiz istedi diye seçilen okullar, seçilen meslekler, seçilen eşler, çevre korkusu yüzünden vazgeçilen düşler, yapılamayanlar ve yaşanamayanlar.

Kim bu çevre? Neden bir şeyler istiyorlar? Hep duymaz mıyız “annem doktor olmamı, babam mimar olmamı istiyor” sözlerini. Anne ve babanız sonuçta isteklerini dile getirebilirler ama bazı ebeveynler bu istekle kalmıyor. Ya akrabalar, konu komşular onlar ne der diye düşünmeyeniniz yoktur herhalde. Peki, biz ne istiyoruz önce bunu düşünmeliyiz. Biz o okulları seçer, o mesleklerde çalışırız ama ne kadar mutlu oluruz orası muamma.

Şimdi gelelim ömür boyu istediği, ama hiçbir işine yaramayacak bir şeyleri arayıp duranlara. Mesela mutluluğu maddiyatla aramayın. Arzu ettiğimiz birçok şey maddiyata dayanıyor, birçok şey pahalı biliyoruz. Düşünün çok zenginsiniz ve devasa bir villanız var ama bir o kadar da yalnızsınız o villaya giriyorsunuz sizi sıcak bir gülümsemeyle karşılayan, muhabbet edip gülüp eğleneceğiniz kimse yok. Böyle bir ortamda mutlu olmadıktan sonra villan olsa ne olur, olmasa ne olur.

Gelelim  son durumumuza; kendini kaybedenler. Hiçbir zaman olmadığınız biri gibi davranmayın. Özünüzü kaybetmeyin. Bir kitapta okumuştum “hayattaki en güzel ve en büyük meydan okumalardan biri de dünya sizi bambaşka biri olmaya zorlarken ona karşı gelip kendiniz olmayı bırakmamaktır.” diyordu yazar. Siz kendinizi değil sizi buna zorlayanlar kendini değiştirmeli. Siz de sizi bu değişime zorlayanlardan uzak durmalısınız. Ben her ne kadar bunları yazsam da hiç kimse ya da hiçbir sistemde bize kendimiz olabilme fırsatı sunulmayacak. Her zaman bir şeylere mecbur bırakılacağız. Ama her ne olursa olsun insan kendine “kendi hayatımı yaşıyor muyum?” diye sorabilmeli ve bu soruya dürüstçe cevap verebilmeli. Unutmayın ki herkesi kandırabilirsiniz ama kendinizi asla.

“Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına

Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır

Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana” (Ataol Behramoğlu)

Yorumlar