Başarılı olmak için neler yaptınız? Ya da hiç
muvaffak olma yolundaki tehlikeli geçitlerden iradenize sahip çıkarak
geçebildiniz mi? Şöyle ki büyük insanların ulaştığı ve
koruduğu yükseklik, ani bir sıçrayışla erişilmiş değildir. Onlar diğerleri
uyurken geceleri azimle yukarıya tırmanmaya çalışanlardır.
Eğer ki bir işte muvaffak olmak istiyorsanız
iradenize sahip çıkmanız, kötü örneklere meyilli olmamanız, arkadaş çevrenizi
iyi seçmeniz gerekiyor. Hatırlatırım ki üzüm üzüme baka baka kararır. İnsan en
çok çevresinden etkilenir. Fakat sonrasında kendi iradesiyle ona yönelir. Etik
ve ahlaki olmayan başarı hiçbir anlam ifade etmez. “Terbiye, yemeğe katılan
baharat gibidir. İnsana içten olmayan bir tatlılık verir, o olmazsa yemeğin
tadı tuzu olmaz. İlim ve terbiye de huyları değiştirmez, sadece örter.”
Peki, nasıl başarılı olunur? Öncelikle istekli olmak
gerekir. İstek olmadan yolumuza devam edemeyip yarıda kalırız. Gerçekten
başarmak istiyorsak, sistemli ve planlı bir şekilde çalışmalıyız. Başarı için plan yapmıyorsak, hükmen başarısızlığı planlıyoruz demektir.
Bir işi metotlu bir şekilde yaparsak o işe karşı olan sevgimiz daha da artmaz
mı? İnsan artık o işten zevk alır ve yaptıkça yapası gelir. Ardından ise
muvaffak olma yolunda ilerler. Başarısız olmaktan
korkmayın, hiç denememiş olmaktan korkun. Çünkü başarısızlık da çok şey
öğretir.
Bu ifadenin hatırlattığı Edison’un bir
hikâyesini paylaşmak istiyorum: Thomas Edison bir gün eve geldiğinde annesine
bir kâğıt verdi ve “Bu kâğıdı öğretmenim sadece sana vermemi söyledi.” dedi. Annesi kâğıdı gözyaşları içinde oğluna
sesli olarak okudu: “Oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu
eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin.” Aradan
uzun yıllar geçtikten sonra Edison’un annesi vefat etti ve o artık yüzyılın en
büyük bilim adamlarından biriydi. Bir gün eski aile eşyalarını karıştırırken
bir çekmecenin köşesinde kâğıt buldu ve alıp açtı. Kâğıtta “Oğlunuz “şaşkın”
(akıl hastası) bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin
vermiyoruz…” yazılıydı. Edison saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu
satırları yazdı: Thomas Alva Edison, kahraman bir anne tarafından, yüzyılın
dâhisi haline getirilmiş, “şaşkın” bir çocuktu. Gördüğümüz gibi Edison’a, kendisini
başarısız gösteren öğretmene karşı, övgü dolu sözlerle karşılayan annesi
tarafından özgüven aşılanmıştır. O başarmak için çok çabaladı, savaştı. Bilim
adamı oldu. Savaşan kaybedebilir, savaşmayan ise çoktan kaybetmiştir.
Demem o ki başarı yolunda ilerlerken, çevremizdeki
olumsuz etkenlerden uzaklaşıp olumlu etkenlere daha çok sarılmalıyız.
Korkmamalıyız. Korkmamalıyız ki başarmalıyız.
Çünkü korkmak başarının önündeki tek engel.
Yorumlar
Yorum Gönder