Büyümüşüm Meğer/Tuğçe Yetiş


Cümlelerime “daha dün annemizin kollarındaydık” diye başlamak isterdim ya da farklı bir girişle ama nasıl başlamam gerektiğini bilmiyordum. Anneme mi sormalıydım yoksa? Nasıl olsa o her şeyin en iyisini biliyor ve bana güzel bir yol gösterebilirdi. Bunu da sormamalıydım artık niye mi? Çünkü artık "büyüdüm ben." Gerçekten büyümüş müydüm? Size ilk bunu nasıl hissettiğimi anlatmak istiyorum.
Sabahın köründe okula gidiyordum. Okulda oldukça yoruluyordum ve eve gelince de ders çalışmak zorunda kalıyordum. Akşam yemeğini yemek için masanın etrafında toplandık. Hemen yemeğe başladık. Sanırım günün tüm yorgunluğunu alan bir bölümdü bu akşam yemekleri. En sevdiğim tatlı da yapılmıştı işte. Gözümün nuru bana bakıyordu. Tatlı bölümüne geçtik. Yemeklerin, tatlıların, içeceklerin hep sonları bana bırakılırdı çünkü evde en küçük bendim. O gün öyle olmadı tatlının sonu bana bırakılmadı. İşte artık evde herkesle eşit bir hale geldiğimi ve artık büyüdüğümü hissettim. Bir diğer anım da şöyle: Evde hep ablam işleri yapardı mesela yemek yedikten sonra masayı toplamazdım, odama gidip ya ders çalışır ya da başka bir şeyle ilgilenirdim. Bu defa öyle olmadı. Bulaşıkları ben yıkamıştım. Olan tabaklara olmuştu, ne vardı kırılacak?
İlk ve son bulaşık yıkadığımda da büyüdüğümü hissettim. Sanırım çok konuştum... Buna benzer bir çok güzel, acı, komik anılarım oldu ama her zaman şunu anladım ki ne kadar "sen büyüdün artık" deseler de her zaman böyle anılar yaşamaya devam edeceğim ve hiç bir zaman tam olarak büyüyemeyeceğim...

Yorumlar