Parkta İnsanlar /Şerife Ceylan


Saat neredeyse 11.00. Parktayım. Parka geldiğimde genellikle gökyüzüne, bulutlara, kuşlara bakarım. Hava kapalı olduğunda insanları incelerim. İnsanların dış görünüşüne kanmamak gerektiğini hayat felsefem edinmeme rağmen bazen küçük ayrıntılar kişi hakkında bana birçok ipucu verir. Hikâyelerini merak ederim insanların. Kendi hikâyemi görmeye çalışırım onların üzerinde.
Az önce karşı banka bir çift oturdu. Hava soğuk olduğu için kadın sıkı sıkı giyinmişti, krem rengi bir beresi vardı. Saçları uzun, uçları hafif gri, bakımlıydı. Ama nedense kaşlarıyla hiçbir uyumu yoktu saçlarının. Dikkatli bakınca kadının peruk taktığını fark ettim. Kirpikleri de yok denecek kadar azdı. Belki de büyük bir savaş atlatmış bir kanser hastasıydı ya da hâlâ mücadele içindeydi. Ben bunları düşünürken adam kadının burnuna küçük bir buse kondurdu. İçten ve utangaç bir gülümseme belirdi kadının yüzünde. Mavinin açık bir tonu, kullanılmaktan solmuş olabilirdi, kaşe bir kabanı vardı kadının. Kabanın aksine haki yeşili bilekte hafif topuklu botları yeniydi. Adam ise daha özensizdi. Yataktan çıkmış gelmiş gibiydi, dağınık salaş saçları vardı. Havanın soğukluğuna direnircesine ne beresi ne boyunluğu vardı. Kazağının üzerine giydiği kot ceketinin üzerinde ise şişme bir montu vardı. Buz rengi dar bir kot pantolon giymişti adam. Altında ise gri kar botları vardı. Giyinişleri ne kadar ters olsa da çok uyumlu bir çifte benziyorlardı. Biraz fazla incelemiş olabilir miydim? Rahatsız olmuş gibi bir tavırları vardı. Yukarıya elektrik direğine konan serçelere baktım. Serçeler hep aynıydı. Mutluluklarını, mutsuzluklarını ele verecek ne renkleri vardı ne kıyafetleri.

#GençYazar

Yorumlar