Herkesin Acısı İçinde/ Şeyma Dutar


Oğlumu kaybettim, dedi ve ben bunu duyduktan sonra hiçbir şey yapamadım. Sadece sustum. Bir anda kendi oğlumu kaybettiğimi düşündüm. Evet gerçekten de çok ama çok üzücüydü. Kime sarılacaktı, kimin için endişelenecekti, kime "canım oğlum" diye sarılacaktı. Otuz yaşlarında anca vardı, siyah kıvırcık saçları, kırmızı elbisesi, elbisesinin altında siyah uzun botlarıyla sanki bir filmin içinden çıkıp gelmişti. Ben oğlunu nasıl kaybetmiş olabileceğini düşünürken o ağlamaya başlamıştı. Nasıl teselli edeceğimi bilemedim ne denirdi ki? Nasıl teselli edilirdi? Ya da ne yapmalıydım? Kafamdaki deli sorulardan kurtulup bir şey yapmak geliyordu içimden. Ama ne yapmalıydım? Sorun şu ki bilmiyordum. Bir anda durup sadece "Allah sabırlar versin." diyebildim.  Ağladı, ağladı sonra anlattı:
Oğlum normalde iyi gibi gözüküyordu, görünüşte hiçbir sağlık problemi yoktu. Bir gün okulda arkadaşlarıyla oyun oynarken merdivenden düştü, merdivenden düştükten sonra hastaneye götürdüğümüzde kan kanseri olduğunu öğrendik. Oğlum 7. sınıfa gidiyordu. Kanser olduktan hemen sonra saçları dökülmüştü ve artık okula devam edemeyeceği anlaşıldı. Eski okuldaki arkadaşları ve öğretmenleri mutlu olsun diye sürekli ziyarete geliyorlardı. Bir buçuk yıl tedavi gördü ve artık iyileşmeye başladığını söylemişti doktorlar. Bu yıl özel okulda 8.Sınıf okuyacaktı oğlum çok mutluydu, aynı şekilde ben de. Bir sabah oğlum uyanamadı, "Kuş olup cennete uçtu." dedi ve tekrar ağlamaya başladı. Ağladık birlikte. Herkesin acısı içinde saklı.

#GençYazar

Yorumlar

Yorum Gönder