Yağmur ve Bulut/ Nurdan Kılıç


Ben her yağmur yağdığında bulutları incelerim. Onların hareketlerine dikkat kesilir, seslerine kulak veririm. Ve bu durumlar benim bulutlardaki öfkeyi ve nefreti fark etmemi sağlar. Bu yüzden diğer insanlardan farklı olarak yağmur ile toprağın birbirini sevdiğinden çok bulut ile yağmurun birbirini sevdiğini düşünürüm. Bence bulut, yağmur damlalarını içinde hapseder ve onları korur. Çünkü her şey, sevdiği şeyi korumak ve onun hep yanında olmasını ister. Bu yüzdendir yağmur yağmayan günlerde havanın güneşli ve aydınlık;bulutların beyaz olması çünkü bir ayrılık yoktur. İkisi de mutludur. Ama toprak hariç. Toprak güneşli günlerde kurudur çünkü yağmuru ve bulutu kuskanır. Yağmuru bulutun elinden almak ister ve başarır da. Yağmur yağmaya başlar. Bu ayrılık, bulutu üzer ve bulut kararır. Yağmurun gidişi bulutun canını yakar ve kıvranmaya başlar bulut. Ayrılıktan dolayı haykırır ve gürler. Toprağa kızar ve şimşek çakar, yıldırım düşer. Yağmur da mutsuzdur bu ayrılık onu da üzer. Bulutun sıcaklığını hissetmediği için üşür ve giderek hava soğur. Yağmur damlaları yere düştüğünde ise toprağı sevmek istemez onunla tartışırlar. Bu tartışma sonucunda ikisi de çamur olur. Toprak her ne kadar onları bedenen ayırmış olsa da bulut ve yağmur birbirini hep sevmiştir. İkisi de yeniden beraber olmak isterler. Sonra yağmur kendini feda eder ve buharlaşır. Bulutsa bu fedakarlığa vefa gösterir ve yeniden yağmur damlalarını kendi içinde biriktirmeye başlar.

Yorumlar