Mutluluğun Dili / Berfin Gökçe Kelepircioğlu



Mutluluğun dili üç kelimeden oluşur. Üç kelime. Olabilir mi bu? Kimisi için çok gelmiştir belki bu sayı, mutluluğun anlamını iki hatta bir kelimede özetleyebilir onlar. Kimileri içinse son derece azdır bu sayı, mutluluklarını kelimelere mümkün değil sığdıramazlar. Ama bir dakika bana kulak verin. Çünkü mutluluğun dili, gerçekten, üç kelimeden oluşur.

Bizi ne mutlu eder? Bir “Seni seviyorum.” sözü belki. Ya da annemizden gelen sıcak bir sarılma, yol kenarında gördüğümüz lavanta, yumuşacık tüylerini okşadığımız bir kedi ve belki de bir çocuğun gülümsemesi. Tüm bunlar pır pır ettirir, kuş gibi şakıtır kalbimizi. Ama neden? Eğer sevilmemenin yarattığı acı ve üzüntüyü bilmeseydik, söylenen o “Seni seviyorum.” sözü bizi o kadar mutlu edebilir miydi? Soruyorum size, annemizin yanımızda olmadığı o korkunç günlerde boğazımızın nasıl düğümlendiğini, nasıl üşüdüğümüzü bilmeseydik; çiçeksiz bir sokağın nasıl kalbimizi burktuğunu; ağlayan bir çocuğun nasıl içimizi acıttığını bilmeseydik o sıcak sarılma, lavanta ve gülümseme bizi bu kadar mutlu edebilir miydi?

Hepimiz biliriz, kötü olmadan iyi; çirkin olmadan güzel olmaz. O halde üzüntü olmadan da mutluluk olmaz. Bir nevi ‘üzüntünün olduğunu bilmektir’ mutluluk. Üzüntünün olduğunu bilmek. Bu üç kelime mutluluğunu sözcüklere sığdıramayanlarınkini de, tek sözcük ile yetinenlerinkini de en doğru şekilde özetler diye düşünüyorum. Ve eğer mutluluk buysa, lütfen mutlu olduğun uz her anı bir mücevher gibi saklayın, onlara en değerli hazineleriniz gibi bakın. Tıpkı Kurt Vonnegut’ın da dediği gibi, “Lütfen mutlu olduğunuzda bunu fark edin ve haykırın ya da mırıldanın ya da sadece düşünmekle yetinin. Eğer bu muhteşem değilse, muhteşem olan nedir ki!”

Yorumlar