Belki Bir Kuş Geçer/ Efsa Çıra


Onca insanın enkazı var kalbimde. Kimi büyük yangınlarda kül oldu, kimi küçük bir sarsıntıda yıkıldı. İnandığım, güvendiğim kim varsa zamanla kayboldu hayatımda. Devrilmez dediğim, çınar ağacına benzettiğim kim varsa benim üzerime yük oldu. Yaslanabileceğim duvarlarım vardı kendimce. Her gelen bir tuğla aldı, götürdü. O duvar şimdi sırtıma yaradan başka bir şey vermez oldu. Kitap yerine koyduğum dostlarım vardı benim. Veremediğim kararları danıştığım, sorduğum her şeye cevap aldığım. Ve her biri çürümüş kitap sayfaları gibi döküldüler teker teker. Ne dur diyebildim, ne geri döndürebildim. Hayallerim vardı çiçeklere benzeyen. Öyle güzel, öyle naif, öyle zarif. Güneş göremedikçe, umutla beslenmedikçe soldular. Bense yenisini büyütmeye bile korkar oldum. Yaprağına zarar gelecek diye kokusundan mahrum bıraktığım çiçekler oldu kendimi. Hayal kurmaz, umutları elimin tersiyle iter oldum. Güvenmek ve inanmak kelimeleri anlamlarını yitirdi sözlüğümde. Kalbim öyle ağırlaştı ki yeni insan alamaz duruma geldi. O enkazlar uzaklaşmadıkça yüreğimden, kendime bile yer bulamayacağım. Benim olan kalbimde bana yer yok neredeyse. Bir yağmur damlasına veya kaldırım taşına verdiğim değerle aynı değil değerim zihnimde. Ve ben artık düşe kalka yaşar oldum. Bir gün düşeceğim ve kaldıracak kimsem olmayacak korkusuyla dakikalar geçiriyorum. Gökyüzünü izleyen gözlerim belki bir kuş geçer umuduyla bakıyor hâlâ. Belki bir kuş geçer ve kanadından bir tüy düşer'

Yorumlar