Hakaret ve İntikam Üzerine / Mustafa Dağlıoğlu


“Bilge hakaretle kışkırtılmayacaktır. Zira herkes birbirinden farklı olsa bile, bilge hepsini eşit aptallıklarından ötürü aynı görür.” diyor Seneca. Fakat bu sözünde bahsi geçen hakaret basit anlamıyla kullanılmıştır. Yani karşındakini aşağılamak amacıyla söylenmiş sözler ve “basit” davranışlar. Basit insanlar basit hakaretlerle deliye dönerler. Bu insanları kışkırtmak çok kolaydır ve onları hakaretle kolayca alt edebiliriz. Zihinsel yeterliliği en az olan bu insanlar kısa sürede iradelerini kaybedecek ve bir hayvana dönüşecektir. Bu tür insanlar hakareti kaldıramadığı gibi hep başkaları tarafından onurlandırılmak isterler. Başkaları için yaşadıklarından dolayı hakarete tahammülleri yoktur. Çünkü onlar insanlar ne derse odur, yani ağızdan çıkan basit birer sözdür.

Derin bir zihinde ise işler değişir. Onlar başka insanlardan bağımsız yaşadıkları için ağızdan çıkan basit sözler hiçbir etki yapmaz. Onlara karşı en etkisizi ise fiziksel hakarettir. Sokrates kendisine atılan tekmeyi sineye çekmiş, “Beni bir eşek çifteleseydi onu dava mı edecektim?” demiştir. Kendisine küfür edildiğinde ise “Bana hakaret etmiyor, çünkü söyledikleri bana uymuyor.” demiştir. [1] Derin zihne yapılabilecek tek bir hakaret vardır: Aptal yerine koymak. Ona yapılabilecek tek ve en büyük hakarettir bu. Hele ki sığ bir kafa tarafından yapılıyorsa. Bu davranış o zihni büyük ihtimalle kışkırtacaktır. Ve bu fiil sığ kafanın unutamayacağı bir deneyimle sonlanacaktır.

Basit insanların intikamları da basit, genellikle fiziksel şiddet yoluyla olur. Zihniyle silahlanamamış birey hayvanlaşacak ve fiziksel şiddete başvuracaktır. Ona hakaret eden insan da basit olduğu için iki hayvanın dalaşması başlayacaktır. Schopenhauer’un bahsettiği “Şövalye Onuru” halen bu insanlar arasında varlığını sürdürmektedir.

 [1] Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar (İş Bankası, 19. Basım, Sayfa 79)

Yorumlar