odun ateşinde kavrulan yüreğim
mevsimsiz kışların uğrak yeri
bir kedinin ayak sesleriyle ürperen
benliğim
çay bardağındaki tavşan kadar mecaz
ve bir o kadar gerçek sessizlik
ayakları olmayan bir köprü kadar
kendinden emin
ya da bir resmin kenarından dökülen
kuru yapraklar kadar mutlu
belki komşu sohbeti kadar tatlı
belki de yaralı bir bıçak kadar
sinmiş
sıcak kokuyor bu saatler
hangi çekmeceye koydun hayatın
bağlacını
sessizliği bozup, karanlığı yaracak
Yorumlar
Yorum Gönder