BİR OTOBÜS HATIRASI /Mehmet ANTEP



































Uyudun mu bilmiyorum. Sırf buna emin olabilmek için beş dakikadır kıpırdamamdım yerimden. Belki düştür dedim. Bir çocuğun topu pencereden girecek de uyanacağım sandım. Bir çocuk yatıyordu omzumda. Onun o çılgınlığı, saflığı, güzelliği… Evet belki de en çok güzelliği. Tekrarlıyorum ama umarım uyumuşsunudur. Çünkü söyleyeceklerim eminim benim için iyi olmaz. Sen duyma şimdilik, ben söyleyeyim de hazır kalbimdeyken sonradan büyümesin bu çocuk. Tekrar düşteyim sanıyorum. Gülmeyi gözlerinde emeklemiştim aslında. İlk orada, o da senin zorunla. Çünkü sen gülerken bu adama, ne yapacağını bilmeyip çocuk olmuştu o da. İşte işte sen bir anne gibi kucaklamıştın gözlerinden. Aslında görür görmezdi, susar susmaz ve ansızın. Bir yaz akşamı saat tam yedi sıfır dörttü. Arkadaşlarla buluşmuştuk. Sen de geldin ve tanıştık nedense. Ordaydı işte; bir kordonda, son yudumu alırken çaydan birden olmuştu her şey. Krem bir gömlek vardı ve neredeyse aynı renk bir etek, elindeki çantayla ayakkabında uyumluydu. Hoş bunlar çok dikkat çekmiyordu gözümde. Tavırlarındaki hoşluğa ve yüzündeki sıcaklığaydı tüm hisler. Öyle başlayıp böyle gidiyor işte. Zaman nasıl geçtiyse, dile kolay yirmi ay. Sana göre dost ayları, bana göre boş ama akla dolu aylar. Sen her yanıma gelişinde güzel haberlerle, ben de yaşamış gibi, eğlenmiş gibi olurdum. Kimin ismi geçti, neredeydin çok takılmazdım. Neden gülmüştün, nasıl eğlenmiştin bütün gülmeler, düşünceler onaydı. Yine her gelişinde yanıma hüzünlü bir edayla, ben kırmışım gibi davranırdım. Ne biliyim belki kalp denen fazlalık onarılırdı. Bu sefer ‘kimlere’ takılırdı aklım, nedenlere. Bunlarla yorardım daha da kalbimi. Sonra bazen aşklar taşırdın, tek heceli dev boşluklardı aslında. Ve her birini omuzlarımdan aşağı boşaltır, ruhuma kazırdın. Her sorduğunda ‘Mutluysan!’ derdim. ‘Mutluysan, tamam’. Ve her seferinde ‘Mutluyum’ diye karşılık verirdin. Hepsinin sonu da aynı biterdi. Nasıl, neden değil işte, biterdi sadece. Şimdi bu iki yıllık ömür ilk defa konuşacak ruhunla. Bu saçlara hala dokunamıyorum, korkuyorum. Belki irkilir bedenin, korkar aniden uyanırsın. Gözlerine de bakamıyorum i belki ilk kez açık göreceğim onları. Aşkla açık, hayatla açık. Neyse sen yanımdasın, hatta omzumda ve söylediklerimi sen değilse de birileri duyuyor elbet… Ne bileyim iki yıl susan bu kalp ne diyecek şimdi. Hep hayalimdin mesela, hatta tek hayalim. Durak yoktu gönlümün sen olan aşk olan güzergâhında. Her adımımı sen düzenlerdin. Senin evine, kitaplarına, alışverişine bile. Onlarla geçerdi günüm. Senden olmasa da mutlaka duyardım, mutlusun ve gülüyorsun. İşte bu ikisi, iki yanımı da kalbimin dolduruverirdi. Birde açılırdı yapraklar ve dururdu en güzelinde şiirin. Saçlarına hayaller örmüştüm, o kadar kıskanıyordum aslında. Üstelik her birine ayrı ayrı. Her bir teline bir hayal, bir ömür. Sonra gözlerin… Aslında bir orman, bir hayat hediye etmiştin bana. Tam yeşil değildi belki biraz ela. Ama her tonunu görüyordum hayatın. Ve her birinde yeniden doğup, tekrar aşk oluyordum… Otobüse binerken bir teyze görmüştük hani, seni sordu şimdi. ‘Kızıma çok benziyor Maşallah. Sevgilin mi?’ diye. Başta anlamadım, nasıl oldu da seni bana yakıştırmıştı. ‘Yok’ dedim ‘Sevgilim değil’. ‘Olmaz’ dedi ‘Seviyor ki omzuna yaslanıp da uyumuş.’Yorgundu, ondandır’ dedim.’Neyse’ dedi, ‘Sen de anlarsın en sonunda!’. Ben de neyse dedim. Anlarım ama şimdi olmasın. Daha az sevdim seni ben, doymadım daha. Sonra sensizlikle başa çıkmayı yeni öğrenmişken, seninle ne yaparım ben. Hem aşkın kalbi yüklü daha bir de sen gelirsen kaldıramam dedim içimden…

Hani Maşallah dedi ya teyze bak ben onu unutmuşum. Maşallah sana! Bir de şey vardı ‘Allah sahibine bağışlasın ’.Bağışlasın tabi O bilir kim olduğunu… Neyse geliyoruz durağa, son birkaç söz kaldı hatırımda . Adınlayım her gün. Onlara doğuyorum ve onlarla yataktayım. Ama onlar uyumuyorlar, biliyorum. Hep kafamdalar, hep düşümdeler onlar. Beni hiç bırakmayacaklar belli ki, bırakmayıp hep diri tutacaklar. Çok sevdim seni şimdi. Biraz da gerçekleri düşünelim değil mi? Uyan gerçek, uyan ömür, uyan zaman. Durmuştu hepsi bu arada, seninle uyanacaklar. Uyanmadan bitireyim. Sana, gözlerine, saçlarına ‘Çok Maşallah’. Anlamını bilmiyorum ama çok olsun o da. Hayattan isteğim çok fazla; bir sen, bir sen, bir sen…




Yorumlar