BİR MERCEDES YOLCULUĞU / HEDİYE NUR DOĞRU

























Toplu taşıma ile yolculuk yapmayı seviyordu. İşlerinin en yoğun olduğu günlerden biriydi, arabasına yönelirken ayaklarının aslında o tarafa doğru gitmediğini fark etti. Bugün insan arasına karışası vardı. Ne kadar yoğun ne kadar meşgul ne kadar suratsız olursa olsun, bunu yapacaktı.
Hani yüksek, soğuk, gri, beton yapıtlar var ya,
O yapıtların arasında sıkışıp kalmış,
Küçük, sıcak, ılımlı ve renkli bir dükkâna sahipti.
İşleri pek iyi değildi, gerçi. (Olsundu)
Bugün ödeme yapması gerekiyordu, 1 haftadır erteliyordu, (1 hafta daha ertelerdi) işleri pek iyi değildi ve bu onun pek umurunda da değildi.
Mutluydu, sanki cennet müjdelenmişçesine
Sıkıntı, dert, borç, çile yokmuşçasına
Mutluydu
Bir toplu taşımada, insanların arasında…
Ne kadar iyi olursa bir toplu taşıma, o kadar iyi.
Ama dedigim gibi, insanların arasında.
Yani kahkahaların,
Yani küfürlerin
Yani gözyaşlarının
Ve boş kelimelerin de arasında olmak aynı zamanda.
Toplu taşımada olmak yani,
Çocuk sesleri, anne bağırışları.
Ve tam bu sırada, bir şimşek çakmışçasına,
Neyim, kimim, ne için ve nasıl durayım ayakta.
Yoruldum patron.
Yıprandım.
Kendi kendime ne çok savaşa girdim ve ne çok kayıp verdim. Cephaneler tükendi tükenecek.
Kayıp çok, savaşın tam ortasındayım…
Ne geri dönüş var, ne kazanma ihtimali.
Yoruldum patron.
Çok yoruldum.
Bir çıkış yolu bulamıyorum artık.
...
Sanki bir şimşek çakmışçasına, bir çocuk sesiyle geliyordu kendine.
Neydi, kimdi, ne için ve nasıl durmalıydı ayakta?
-Anne, ben babamı özledim…

Yorumlar