Kitabın Yazarı: John Green
Çeviren: Çiçek Eriş
Yayınevi: Pegasus Yayınları
320 sayfa
Uzun süre çok okunanlar listesinin zirvesinde yer alan ve çok satılan fantastik kitaplara samimi bir aşk hikâyesiyle büyük bir fark atan “Aynı Yıldızın Altında”, hüznüyle kucaklıyor beni karne haftasının ilk günlerinde.
Okumaya başladığım ilk andan itibaren tüylerimin diken diken olmasına neden olan ve “ölmenin yan etkisi” de diyebileceğimiz bu roman, belki de her gün içten içe merak ettiğimiz veya söylemek isteyip söyleyemediğimiz tüm soruların ve tüm şüphelerin su yüzüne çıkmasına sebep oluyor.
Yüzeysel olarak bakıldığında on altı yaşındaki kanser hastası Hazel’in gözünden kendi hayatı ve yine kendisi gibi kanser olan Augustus’un sonuna kadar birbirlerine olan bağlılıkları anlatılıyormuş gibi geliyor; ama her cümlede bir “acaba” gizli. Özellikle de “Ölümden sonrası var mı?”, “Ölünce hatırlanacak mıyım?”, “Geride bıraktıklarımız bizden sonra ne yapacak?” gibi aklımızı her an her saniye kurcalayan ama dile getirmediğimiz hatta düşünmeyi reddettiğimiz sorular; hayatın gerçekleri olarak göze çarpıyor.
“Bazen dilediklerimiz, olmasını istediklerimizle aynı değildir.” kitabın vermeye çalıştığı bir diğer mesaj. Galiba kitabın en çok bu yönünü seviyorum. Bize ve sevdiklerimize çizilen hayatı, hayatın içindeki mücadeleyi tüm gerçekliğiyle ortaya koyan roman; okuyucuları için her daim sığınabilecekleri bir liman.
John Green; ölüm, hayat ve aşk arasındaki ince çizgiyi doğru ve akıcı bir üslupla kaleme almış. Yazar, kahraman bakış açısını kullandığı için sanki gerçek hayatta kahramanla dertleşiyormuşsunuz hissine kapılıyorsunuz. Bir anda olaya dâhil oluyorsunuz. Her kelimesiyle duygu seline sürükleyen “Aynı Yıldızın Altında”, insanların hele ki yaşamın değerini bilemeyenlerin mutlaka okuması gereken kitaplardan; zor zamanlarda hayata tutunmanız için destek alabileceğiniz başucu kitaplardan.
Yorumlar
Yorum Gönder