SIVI KİTAPLAR / Mustafa DAĞLIOĞLU


Son zamanlarda akıcı kitaplar popülerlik kazanmaya başladı. Kitabın akıcı olması önemsenir oldu son zamanlarda. Bunun başlıca sebebi, kitap okumanın boş zaman aktivitesi olarak görülmesi olabilir mi?

Akıcı kitapları, diğer bir tabirle “sıvı kitapları tercih edilir kılan nedir? İçinde üzerine düşünülecek pek bir şey bulunmadığı ve olay odaklı olduğu için böylesine akıcıdır bu kitaplar. Dolayısıyla bir oturuşta bitirmeniz işten bile değildir. Çabuk bitirilmesi bu kitapların seviliyor olma sebeplerinden biri. Bu kitaplar derinlikten yoksun olduğu için edebi bir nitelik taşımaz. Nitelikli okuyucunun aradığı edebi haz bu kitaplarda eser miktardadır.

Kitabın akıcılık kıvamı bal gibi olmalı. Eğer su gibi olursa son seviyede akıcı fakat tatsız ve besleyicilikten uzak olacaktır. Kitabın yoğunluğu arttıkça kıvamı koyulaşacak, lezzetlenecek ve besleyici olacaktır. Edebi eserde kıvamı tutturmak önemlidir zira akıcılıktan fazla feragat etmek okuru sıkacaktır. Burada bahsedilen okur “nitelikli okur”dur. Yoksa niteliksiz olana en basit bir kültürel mesaj bile sıkıcı gelir.

Sorunun ana kaynağı, kitap okumanın basit bir boş zaman aktivitesi olarak görülmesidir. “En iyi öğretmen iyi bir kitaptır.” demiş Latinler. Bu sözden anlaşılacağı üzere kitap okumak basit bir hobi değil bir öğrenim/gelişim faaliyetidir. Boş zamanın hızlı geçmesini sağlamak için değil kendimi yükseltmek için vardır. “Zihinsel bir uğraşı içermeyen boş zaman ölümdür ve diri diri gömülmektir.” diyerek anlatmak istediğimi özetlemekte Seneca. Kitaplar ise bu zihinsel uğraşıyı tetiklemek için vardır.

Peki, insanlar neden boş zamanlarında böyle bir etkinliğe yöneldi? Sosyal medyanın etkisiyle “kitap ve kahve” modası ortaya çıktı. Fakat popüler kültür bağımlısı niteliksiz okuyuculara seçkin kitaplar sıkıcı geldiği için “sıvı kitap” arayışına yöneldi. Oluşan talebe arz gecikmedi ve “piyasa yazarları” hemen istenilen kitapları bol tantana ve reklam ile piyasaya sürdü. Böylece kitap da metalaşmaktan kendini kurtaramadı. Kitabın metalaşmasının en uç örneklerini görmekteyiz bugünlerde.

Kapakların da cafcaflı olmasıyla evlerde içeriği boş fakat görüntüsü son derece hoş raflar oluşmaya başladı. Günden güne kitapların anlamı ve değerinin içi boşaltıldı ve sonunda tamamıyla meta haline geldi. Kitapların bu karanlık çağında ise gerçek yazarlar alacakaranlık içinde bir fener konumunda. Biz Harf ve Hayal ekibi olarak bu fenerlerden biri olmak için çaba göstermeli ve kitapların bu karanlık çağını kapatmak için elimizden geleni yapmalıyız. Zira son fener de söndüğünde her şey için çok geç kalınmış olabilir.