GÜZELLİK ÜZERİNE/ELİF EZGİ KURTULDU





“Güzel nedir?” . İşte bu soruyu kendime yüzlerce belki binlerce kez sordum ama kesin bir cevap bulamadım. Platon’a göre ideadır. Varlıklar güzel ideasından pay aldığı ölçüde güzeldirler. Stendhal’a göre mutluluk vaadidir. Sokrates’e göre güzellik görelidir; her şey uyum sağladığı amaçla ilişkisi içinde iyi ve güzeldir. Aydınlanma döneminde güzellik, akıl ve duygu arasındaki bağ olarak tanımlanmıştır. Bana gelirsek güzel; bana iyi hissettiren, haz ve huzur veren şeylerdir.

Peki, evrensel bir güzellik var mıdır? Güzelliği oluşturan kim? Neye bağlı? Ya da güzel olmak önemli midir? Güzellik dış görünüşün tüm beğenilere uygun olması mı demektir? Güzellik görelidir okuyucu. Hepimiz farklı düşüncelere, farklı zevklere, farklı kişiliklere sahibiz. Sanki hepimiz farklı birer gezegenler gibiyiz. Aynı mekânda farklı pencerelerden baktığımızı düşünüyorum. Senin pencerende kuşlar, çiçekler var olabilir. Sana bunlar güzel geliyor olabilir. Ama bir diğerimizin penceresinde kasvetli hava ve bulutlar vardır. Yağmurlar durmaksızın yağıyordur. Onun penceresindeki sana güzel değil diye onu yargılamamız ne kadar doğru olur sence? Bizler güzel olanı bir işe yarıyor diye değil duygusal izlenimlerimiz ve seyir etmek için tercih ederiz. Bizim güzellik tercihlerimiz kişiseldir.

Ya bizim güzellik anlayışımız ne durumda? Düşüncelerimiz gibi güzellik algımız da değişebilir mi? Doğrularımızın değiştiği gibi bu algı da değişebilir mi? Sonuçta bizler insanız. Duyguları olan varlıklarız. Ne kadar mantıkçı bir insan bile olsak duygularımız her olayımızda barınıyordur. Biz değiştiğimiz gibi algılarımız da değişebilir.

Hayatımızda var olmayan o kadar çok güzellik var ki! Bazılarımızı bu durum rahatsız ederken bazılarımızı rahatsız etmeyip memnun bile edebilir. Tabi tepkisiz kalmayı tercih edenleri de unutmuyorum. Toplumun yarattığı tabular bizi kendi içimizde kafeslere hapsediyor. İnsanlarımız artık bir şeylerden memnun olamıyor. Elindekinin kıymetini bilmeden, onun için şükretmeden her daim daha da fazlasını istiyor. İçimizdeki bu duygu doymak bilmeyen bir canavar gibi. Aynı zamanda bizi de yiyip bitiriyor yavaş yavaş. İnsanlar güçlü varlıklardır. Bizler bir şeylerle yetinmeyi öğrenmeliyiz artık. Bizim için değişim kaçınılmazdır. Eğer biz insanlar değişirsek dünyamız da değişebilir.

Evet, sahip olmadığımız, bizde barınmayan barınamayan güzellikler var. Sen bir başkasındaki güzelliği isterken senin sahip olduğun bir güzelliği başkası da istiyor olabilir aynı zamanda. Bu kısır bir döngüdür. Biz elimizdekilerin farkına varamadıkça mutsuzluk uçurumuna sürükleniriz. Hani güzellik mutluluk vaat edendi? Senin elindeki güzellik sana neden mutluluk vaat etmiyor peki? Belki de kendimizde olan her şeye körüz ya da görmek istemiyoruz. Ama gözlerimizi açmanın zamanı geldi. Çok geç olmadan kendimizi bu durumdan sıyırmamız gerekiyor. Çünkü olduğumuz yerde olmak yeterlidir belki de. Koştuğun her anda, sonunda yavaşladığın zaman aldığın, nereden geldiğini bilmediğimiz nefes huzur verir. Belki de hayatımızda bize en yakın olan, her daim bizimle olan mutluluk aldığımız bir nefestir.

Bizlere yeni sayfa açmak, defterin kapağını açmaktan daha zor gelir. Ama hayatımızda var olmayan güzellikler bizi rahatsız etmemeli. Bir süre sonra ulaşamayacağın güzellikler çıkacaktır karşına. Ulaşamadığın her an o mutsuzluk kuyusunun dibinin de dibine düşersin. Biz insanlar güçlü varlıklarız , dedim. Değişebiliriz. O yeni sayfayı tüm insanlığın açması umuduyla.