RAİF EFENDİ'YLE BİR GÜN / Ceren ÇOBAN



İş çıkışı Raif Efendi'yle yürüyoruz. O, her zamanki gibi mutsuz. Bize gidelim, diyorum. Hiçbir şey demiyor. Erkek erkeğe sohbet ederiz, bir şeyler yeriz, rahatlarsın belki, diyorum. Kabul ediyor. Eve girince Raif Efendi odadaki tek koltuğa çöküyor karşıdaki kapalı televizyon ekranına dalıp gidiyor. Ben havayı değiştirmek için radyoyu açıyorum. Aleyna Tilki çalıyor radyoda. Raif Efendi gitgide daha da hüzünleniyor. Aleyna bitirince Müslüm Baba söylemeye başlıyor. Raif Efendi hareketleniyor, ayağa kalkıp radyoyu kapatıyor. Ben mutfağa gidiyorum, annemin yaptığı börekten ikişer dilim getiriyorum. Börekleri yiyoruz. Bir sinek etrafımızda bir tur atıyor, Raif Efendi’nin başına konuyor. Okey oynayalım, diyorum, o susuyor. Ben bizim karşı komşuyla oğlunu çağırmaya gidiyorum. Onları bulamayınca sokağa çıkıyoruz. Raif Efendi susmaya devam ediyor. Ben onun sustuklarını dinliyorum. Sonra evden niye çıktığımızı unutuyoruz. Ve ilk gördüğümüz mağazaya giriyoruz. Mağaza camında "Sezon sonu ürünlerde %70'e varan indirim." yazıyor. İçeriye girince neye bakacağımızı bilemiyoruz. O sırada Raif Efendi'nin gözüne mantolar takılıyor. Mantolar kürk değil ama olsun, dikkatimizi çekiyor işte. Bilirim ben sana yapacağımı, der gibi bakıyor mantolara. Beni kolumdan çekip sokağa çıkartıyor. Dediklerini tekrarlamamı söylüyor ve aynı anda başlıyoruz bağırmaya: Kürkünü giyme, vicdanını giy zalim Madonna! Gecenin geç vakitlerine kadar Maria Puder'i protesto ediyoruz.

Yorumlar